You are currently viewing Eşitlik için Kadın Platformu’ndan deprem sonrası cinsiyet eşitliği raporu

Eşitlik için Kadın Platformu’ndan deprem sonrası cinsiyet eşitliği raporu

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) tarafından hazırlanan “6 Şubat 2023 Depremleri Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakış Açısından Geleceğe Notlar” başlıklı rapora göre, Türkiye’nin deprem bölgesinde 175.000’den fazla hamile kadın bulunuyor ve bu kadınlar anne sağlığı hizmetlerine erişimde ciddi sorunlarla karşı karşıya.

EŞİK’in Türk Tabipler Birliği (TTB) ile birlikte hazırladığı raporda, deprem bölgesindeki hijyenik olmayan koşulların kadınların düşük yapmasına ve erken adet görmesine neden olduğu ve kadınların başka sağlık riskleriyle de karşı karşıya kaldığı belirtiliyor.

Kadınların normal koşullar altında bile önemsiz görülen özgün ihtiyaçları, deprem gibi afet koşullarında daha da gereksiz ayrıntılar olarak algılanıyor ve çoğu zaman ihmal ediliyor. EŞİK’in raporu, bu algıya karşı kadınların deprem bölgesinde yaşadıkları ağır sıkıntıları görünür kılmayı amaçlıyor.

6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli iki şiddetli deprem, son resmi rakamlara göre Türkiye’de 50.000’den fazla insanın hayatına mal oldu. 7,8 büyüklüğündeki depremi, aynı gün arama kurtarma çalışmalarının ortasında bölgeyi sarsan 7,5 büyüklüğündeki sarsıntı da dahil olmak üzere bir dizi artçı deprem takip etti.

Depremlerin vurduğu 11 ilde 13,4 milyon Türkiye vatandaşı ve çoğunluğu Suriyeli 1,7 milyon mülteci yaşıyordu. Bunların arasında hamile olduğu bilinen 175.278 kadın bulunuyordu.

Raporda, deprem gibi olağanüstü durumlarda kadınların cinsel sağlık ve üreme hakları açısından karşı karşıya kaldıkları riskler; anne sağlığı hizmetlerine erişimde zorluk, hijyenik olmayan koşullar sonucu oluşacak genital enfeksiyonlar ve diğer hastalıklar, gebelik sırasında doktor takibi yapılamaması, doğum kontrol yöntemlerine erişimin olmaması, travma kaynaklı düşük, erken doğum ve adet düzensizliği olarak sıralandı.

EŞİK, önümüzdeki ay yaklaşık 3000 hamile kadının hamilelik sırasında tıbbi sorunlar yaşayacağını ve bu sayının önümüzdeki üç ay içinde 8764’e ulaşacağını tahmin ediyor. Platform ayrıca aynı dönemde 11.685 yenidoğanın da sağlık sorunları yaşayacağını öngörüyor.

Rapora göre deprem bölgesinde birçok doğum, hijyenik koşulların yetersizliği nedeniyle arabalarda ve diğer sağlıksız ortamlarda gerçekleşiyor. Yenidoğanlar, Hatay’ın Samandağ ilçesinde geçtiğimiz hafta depremzedelerin protestosuna konu olan örnekte olduğu gibi, yapılan yanlış enkaz kaldırma ve dökme çalışmaları yüzünden, sağlıksız ortamlarda yaşıyor.

Barınma ve beslenme sorunlarının henüz çözülmüş olmadığı deprem bölgesinde zaman geçtikçe yardımlar durma noktasında gelirken, temiz iç çamaşırı ve suya erişimin olmaması nedeniyle vajinit ve idrar yolu enfeksiyonları gibi sağlık sorunları artıyor.

Başta tetanos olmak üzere aşılama hizmetlerindeki aksaklık deprem bölgesinde ciddi bir sorun olmaya devam ediyor.

Rapordan somut öneriler şöyle:

Kadına yönelik şiddete ilişkin acil önlemler:

Kadınları ve çocukları aile içi ve cinsel şiddetten etkin bir şekilde korumak için kadına yönelik şiddetle acil mücadele mekanizmaları kurulmalıdır. Bu mücadele mekanizmaları, adresleri ve iletişim telefon numaraları ile birlikte kadın örgütleri ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Kadınlara kendi ana dillerinde hizmet verilmelidir. Şiddetle mücadele için 7/24 çalışacak, sadece şiddet mağduru kadınlara hizmet verecek, uzmanların çalışacağı özel bir danışma hattı kurulmalı ve ücretsiz olmalıdır.

Boşaltılan sığınakların yerine depreme dayanıklı yeni sığınaklar ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) açılmalı, sığınak ihtiyaçları her ilde yerelde çözülmelidir. Bağımsız kadın örgütleri danışmanlık ve psikososyal destek sürecine dahil edilmeli, çadır ve konteyner kentler ile KYK yurtlarında çalışmalarına izin verilmelidir.

Olağanüstü Hal (OHAL) Valiliği, meslek örgütlerinin, sendikaların, kadın örgütlerinin, kısacası insan hakları temelli çalışan örgütlerin afet koordinasyonuna katılımına derhal izin vermelidir. Kadın ve çocukların insan ticaretinden korunması için özel önlemler alınmalı, bu konuda deneyimli güvenlik personeli istihdam edilmelidir.

Cep telefonu olmayan 18 yaş üstü tüm kadınlara KADES uygulamasından yararlanabilmeleri için cep telefonu dağıtılmalıdır. Geçici barınma merkezlerinde kadınların güvenliği için gerekli aydınlatma ve tacize karşı güvenli banyo-tuvalet imkânları sağlanmalı, psikososyal destek alanı oluşturulmalıdır.

Uygun olmayan çadırlar mahremiyet kurallarına göre yeniden düzenlenmeli, yangın ve benzeri risklere karşı güvenli hale getirilmelidir. Cinsel sağlık ve üreme hakları konusunda acil önlemler alınmalıdır.

Geçici barınma alanlarında hijyen koşulları sağlanmalıdır. AFAD kadın hijyen ürünlerini ücretsiz sağlamalıdır. Hamile ve emziren kadınların mümkün olduğunca bulundukları yerde ve ücretsiz olarak sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmalı, mobil sağlık ekipleri kurulmalı ve sayıları artırılmalıdır. Düzenli sağlık taramaları yapılmalı, kadınlara cinsel sağlık ve üreme hakları konusunda bilgilendirici eğitimler verilmelidir. Doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişim sağlanmalı, istenmeyen gebelikleri sonlandırmak isteyen kadınlara devlet hastanelerinde sağlıklı kürtaj hakkı tanınmalıdır.

Acil ekonomik önlemler:

Hane başına verilen nakit desteğine ek olarak, 18 yaş üstü tüm kadınlara özel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için en az iki yıl boyunca kişisel hesaplarına gönderilmek üzere nakit desteği sağlanmalıdır. Kadınların gelir getirici üretim yapabilecekleri kooperatiflerin kurulması desteklenmeli, kurdukları kooperatifler vergiden muaf tutulmalı ve teşvik edilmelidir. Çocuklar için kreşler açılmalıdır. Engelli afetzedeler, deprem nedeniyle engelli hale gelenler, bakıma muhtaç yaşlılar ve hastalar için bakım merkezleri açılmalı, kadınlar istihdama yönlendirilmelidir. Geçici yerleşim yerlerinde kadınların bir araya gelebilecekleri ve sosyalleşebilecekleri alanlar oluşturulmalıdır. Kadın istihdamının hızlandırılması için özel destek programları başlatılmalıdır.